turkce dersi dil bilgisi
Türkçede Dilbilgisi Konularinin Hepsinin Anlatimini Bu Başlik Altinda Veriyorum.
Dil:
İnsanların duygu, düşünce ve isteklerini anlatmak için kullandıkları ses ya da işaretler sistemidir.
Dilbilgisi : Biş dili oluşturan sesleri, kelimeleri, cümleleri ve bunlarla ilgili kuralları inceleyen bir bilimdir.
Dünya Dilleri Arasında Türkçenin Yeri: Yeryüzünde iki binden fazla dil incelenmiştir. Buna göre Diller üç gruba ayrılır
Tek Heceli Diller
Bu dillerde bütün kelimeler tek hecelidir. Kelimelerin çekimli haller yoktur. (Çince, Tibetçe bu gruba girer)
Bitişken (Eklemeli) Diller
Bu dillerde bütün kelimeler tek hecelidir. Kelimelerin çekimli haller yoktur. (Çince, Tibetçe bu gruba girer) Kelime kökleri değişmez. Kelime köklerine çeşitli ekler getirilerek türetkeler yapılır. Kelimeler cümle içinde kullanılırken çeşitli çekim ekleri alırlar. ( Türkçe, Macarca bu dil grubuna girer)
Bükümlü (Çekimli) diller
Bu dillerde tek ve çok heceli kökler ve ekler vardır. Kelime türetmelerinde ve çekim esnasında köklerde değişiklik olur. (Arapça ve bütün Hint - Avrupa dilleri bu gruba girer
Dillerin Çeşitlenmeleri:
A. Şive: Bir dilin değişik kültür düzeylerine göre uğradığı değişime ŞİVE denir. Yazı diline yansımaz.
B. Ağız: Kentler veya köyler arasında rastlanan az çok değişik konuşmalara AĞIZ denir. Gonya, Gayseri vb.
C. Lehçe: Ağız ayrılığı daha geniş ve belirgin şekilde ortaya çıkar. Konuşma dilinde beliren farklılık yazı dilinde de kendini gösterir: Kıpçakça ve Çağatayca gibi.
Tükçenin Kaynağı: Türklerin anayurdu Orta Asya olup dilimizin kaynağı buradan gelir. Türkçeyi konuşanların sayısı 120 milyon civarındadır. Türkler arasındaki ağız farklılığı sürekli yeni lehçelerin türemesine yol açmış, yeni birer dil durumuna gelmiştir: Yakutça ve Çavuşça gibi.
Bu dillerin hepsine birden Ural - Altay dilleri denir...............................
Soydaş Diller:
Birkaç eski anadilin değişikliğe uğramasıyla yeni diller oluşmuştur. Bu ana dilden geldikleri anlaşılan bir soydan sayılır. buna göre soydaş diller :
Hint - Avrupa Dilleri
Hami - Sami Dilleri
Çin Tibet Dilleri
Bantu Dilleri
Ural - Altay Dilleri
Hint, İran ... gibi Asya dilleri ve bütün avrupa dilleri.
İbranice ve Arapça gibi
Çince, tibetçe
Afrika Dilleri
Ural kolu, Macar ve Samoyet dilleri. Altay kolu, Türkçe ve Moğolca...
Ana Türkçeden gelen dillerin hepsine birden Türk dilleri denir.
Cümle:
Maksadımızı tam olarak anlatan söz dizilerine CÜMLE diyoruz.
Cümle özellikleri:
Cümleye büyük harfle başlanır.
Cümlelerin sonuna nokta, soru işareti veya ünlem işareti konur.
Bu işaretlerden sonra gelen cümlelerin baş harfleri bürük yazılır.
CÜMLENİN ÖĞELERİ
Kelimelerin cümledeki görevlerine cümlenin öğreleri denir. Bir cümlede üç çeşit öğe bulunur.
1. Yüklem: Cümlede yapılan işi, oluşu ya da eylemi bildiren kelimeye yüklem denir.
Yüklem cümlenin temel öğelerinden biridir. Genellikle cümlenin sonunda bulunur.
Annen sofrayı kurmaya hazırlandır (hazırlandı yüklem)
Cümlede Yüklemi Bulma Kuralı: Cümlede fiil veya ek fiil olan kelime ya da kelime grubu yüklem olur.
Yüklemsi fiilimsi olan söz gruplarına cümlecik, yüklemi fiil olan söz gruplarına da temel cümlecik denir.
Şebnem az önce koşarak bize geldi.
yan cümlecik temel cümle
2. Özne: Yüklemin bildirdiği işi, hareketi yapan ya da bir oluş içinde bulunan varlığa özne denir.
Cümlede Özneyi Bulma Kuralı: Cümledeki yükleme insanlar için kim, diğer varlıklar için ne soruları sorulduğunda cevap veren kelime ya da kelime grubu öznedir.
Arkadaşın koştu. (Kim koştu? arkadaşın )
Özne Çeşitleri:
a. Gerçek Özne: Cümlede özne açık şekilde belli oluyorsa gerçek öznedir.
Dünya dönüyor (Kim dönüyor? dünya)
b. Gizli Özne: Bazı cümlelerde özne bllirtilmez. Böyle durumlarda özneyi yüklemin sonundaki eke bakarak buluruz
Eşyaları alanlar yerine bıraktılar (Bırakanlar kim? Onlar)
c. Sözde Özne: Aslında özne oladığı halde, özne gibi görünen kelimelerdir.
İnsanlar vapura doluştu. (Kim doluştu? insanlar - sözde özne)
3. Tümleç: Yüklemi tümleyen ya da kuvvetlendiren kelimelere tümleç denir.
Serpil kitabı yırttı. (Neyi yırttı? kitabı - tümleç)
Tümleç Çeşitleri: Dörde ayrılır:
a. Düz Tümleç: (Nesne) Öznenin yaptığı eylemden dorudan doğruya etkilenir
Ötede çocuk top oynuyor. (Kim oynuyor? çocuk - özne / Ne oynuyor? top - tümleç)
b. Dolaylı Tümleç: (Nesne) Yüklemin anlamını yer, yön, kalma, çıkma, bakımından tamamlayan tümleçlerdir
Annem eve gidiyor. (Nereye gidiyor? eve - d. tümleç)
c. Zarf Tümleci: Yüklemin anlamını zaman, yer, durum bakımından tamamlayan kelimelerdir.
Akşam oradan geçerek eve gittim. (oradan - zarf tümleci / eve - d. tümleç)
d. Edat Tümleci: "ile, (-le), için" edatlarıyla birleşerek yüklemi tamamlayan söz öbekleridir.
Özne ile yüklem arasındaki edat tümleçleri "ne, niçin, ile, kim, için" soruları getirilerek bulunur.
Babamı görmek için iş yerine gittim. (kimi görmek için? babamı görmek için - edat)
Yüklemlerine Göre Cümle Çeşitleri:
Yüklemlerin göre cümleler ikiye ayrılır:
a. Fiil Cümlesi: Yüklemi fiil olan cümlelerdir.
Sincap ağaca tırmandı.
b. İsim Cümlesi: Yüklemi isim soyundan olan cümlelerdir.
İstanbul güzel bir şehirdir.
Yapılarına Göre Cümleler
a. Basit (yalın) Cümle: Yalnız tek bir düşünceyi anlatan söz dizisine basit cümle denir.
Işıklar paça parça âdeta ayaklarımızın dibinde sönüyordu.
b. Birleşik Cümle: Tamlayan ve tamlanan cümleciklerden kurulmuş söz dizisine birleşik cümle denir. Bu tür cümlelerde, fiil ve ek fiil temel cümleyi, fiilimsi de yan cümleciği meydan getirir.
Annem gelmeden bulaşıkları yıkamalıyız
c. Sıralı Cümle: Arasında anlam ilgisi olmayan bağımsız cümlelerin virgül ya da noktalı virgül yardımıyla birbirine bağlanmasından oluşan cimlelerdir.
Halk oyunları oynarken, eller rahat, ayaklar canlı, başlar dikleşir ve insan sesi müziğe eşlik eder.
d. Bağlı Cümle: Anlamca aralarında ilgi olan cümlelerin bağlaçlarla bağlanmasından oluşan cimlelerdir.
Orta çeşmeden sağa dönüp ve ormana girince, güzel bir çiçek kokusu, buketi ile karşılaşırsınız ama; bu sizi yanıltmasın.
Dizilişlerine Göre Cümleler
A. Kurallı Cümle: Yüklemi sonda olan cümlelerdir. Bu çeşir cümleler kurala uygun kuruldukları için kurallı cümle diyoruz.
Tarla, bereket yüklü bahara motor sesleriyle uyandı.
Seyhan, Sakarya, Tunca gayrı keyfince akmayacak
B. Devrik Cümle: Yüklemi başta veya ortada olan cümlelerdir. Bu çeşir cümlelere devrik cümle diyoruz.
Silkindi karanlığından pırıl pırıl sabahlara.
Keyfince akmayacak gayrı Seyhan, Sakarya, Tunca.
Alamlarına Göre Cümle Çeşitleri
Yüklem anlamların göre cümleler beşe ayrılır.
1. Olumlu Cümle: Eylemin yapıldığı ya da işin olduğunu bildiren cümlelerdir.
Güneş akşamları erken batıyor.
2. Olumsuz Cümle: İşin ve eylemin yapılmadığını bildiren cümlelerdir. Olumsuz cümle, fiil cümlelerindeki yüklemin sonuna "-me" olumsuzluk eki şimdiki zaman kipinin sonuna geldiğinde daralır. "-mi, -mı, -mu, -mü" halini alır.
Hoca efendi hiç şaşmaz. Aysel kibar değildir.
3. Ünlem Cümlesi: SEvinç, korku, hayret ve üzüntü gibi duyguları anlatan cümlelerdir.
Vah vah, çok üzüldüm. Aa, sen ne yapıyorsun?
4. Soru Cümlesi: Bir işin, eylemin olup olmadığını soran, içeriğini araştıran cümlerdir.
Sana kim baktı? Hangi oyuncuyu gördün?
5. Şart Cümlesi: Bir işin yapılmasını, bir başka işin yapılması şartına bağlı kılan cümlelerdir.
Parayı alırsam, doğru eve döneceğim
KELİME
Türkçe kelimeleri anlamlarına, yapılarına ve cümlede aldıkları görevlere göre sınıflandırabiliriz. Bu sınıflandırma aşağıdaki ŞEKLİ meydana getirir.
1)Anlamları Bakımından
Zıt Anlamlı Kelimeler
Eş Anlamlı Kelimeler
Eş Sesli Kelimeler
Zıt Anlamlı Kelimeler
Mecaz Anlamlı Kelimeler
2)Yapıları Bakımından
Basit Kelimeler
Türemiş kelimeler [Çekim ve yapım ekleri]
Birleşik Kelimeler
3)Görevleri Bakımından
İsim Olan Kelimeler
Sıfat Olan Kelimeler
Zamir Olan Kelimeler
Zarf Olan Kelimeler
Edat Olan Kelimeler
Bağlaç Olan Kelimeler
Ünlem Olan Kelimeler
Fiil Olan Kelimeler
Fiilimsiler
ANLAMLARINA GÖRE KELİMELER
1. Zıt Anlamlı Kelimeler: Anlam yönünden birbirinin karşıtı olan kelimelere ZIT (KARŞIT) ANLAMLI KELİMELER denir. çok - az, akıllı - akılsız, zor - kolay, arka - ön, sağ - sol...
2. Eş Sesli Kelimeler: Yazılışları ve okunuşları aynı, anlamları farklı olan kelimelere EŞ SESLİ (SESTEŞ) KELİMELER denir.
Gül, çok sevdiğim bir çiçektir.
Gül, sınıfımızın en çalışkan öğrencisidir.
Anlatılan fıkraya herkes güldü.
3. Eş Anlamlı Kelimeler: YAzılış ve okunuşları ayrı, anlamları aynı olan kelimelere EŞ ANLAMLI (ANLAMDAŞ) KELİMELER denir. nemli - rutubetli, sor - güç, okul - mektep, öğretmen - muallim
4. Terim Olan Kelimeler: Bilim, sanat, meslek ve teknik konularda bazı kavramları karşılayan kelimelere TERİM denir.
Coğrafya terimi
Hukuk terimi
Geometri terimi
Matematik terimi
Edebiyat terimi
Müzik terimi
Ada, dağ, ova, deniz, göl, nehir...
Anayasa, kanun, dava, davacı, mahkeme...
Açı, kenar, köşegen, kare...
Toplama, çıkarma, eksi, artı, kalan, denklem...
Raman, piyes, masal, hikaye, denem, makale...
Nota, solfej, türkü, şarkı...
5. Mecaz Anlamlı Kelimeler: Kelimelerin cümle içinde, sözlük anlamlarından başka anlamlarda kullanılmasına MECAZanlamı denir.
Keçi ağaçların baş düşmanıdır
Keçi gibi birisin
Aslan, ormanların kralıdır.
Ahmet Ali'yi gösterip: "Aslana bak aslana." dedi.
6. Deyimler, Özdeyişler ve Atasözleri
1. Deyimler : Bir anlamı karşılamak amacıyla, birden çok kelimenin gerçek anlamı dışında kullanılarak oluşturdukları kalıplaşmış sözbirliğine DEYİM denir. Kafası kızmak, Gözünü budaktan esirgememek...
2. Özdeyişler: Kim tarafından söylendiği belli olan, kısa ve özlü sözlere ÖZDEYİŞ (VECİZE) denir.
Ben sporcunun zeki, çevik, aynı zamanda ahlaklısını severim (Atatürk)
Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim. (Cervantes)
3. Atasözleri: Söyleyeni belli olmayan, toplumumuza mal olmuş, kısa, özlü ve kalıplaşmış sözlere ATASÖZÜ denir.
Akacak kan başta durmaz.
Boş çuval ayakta durmaz
Bilmemek ayıp değil, sormamak (öğrenmemek) ayıptır.
YAPILARI BAKIMINDAN KELİMELER
1. Basit Kelimeler: Kelime kökü ek alsa bile anlamca bir değişikliğe uğramamışsa, bu tip kelimelere BASİT KELİMELER denir. Genellikle kök halindeki (bazen gövde) kelimelerdir.
Yurdumuzun denizleri balık yönünden pek zengin sayılmaz. (Burada "deniz" kelimesi -leri ekini almasına rağmen anlamı değişmemiştir. buna göre "deniz" ismi basit bir kelimedir.
2. Türemiş Kelimeler: Kök veya gövde halindeki kelimelere yapım ekleri eklenerek meydan gelen yeni kelimelere TÜREMİŞ KELİME denir.
Kelimeler, sonlarına bazı ekler alarak değişik biçimlerde cümlede kullanılırlar.
Türkçede ekler ikiye ayrılır:
1. Yapım Ekleri: Kelimelerin sonlarına eklenerek yeni anlamda kelimeler türeten eklere YAPIM EKLERİ denir.
Dilimizde çeşitli yapım ekleri vardır: -lik, -li, -ci, -cik, -sız, -şer, -cık, -im, -ma, -iş, -si, -gen, -tı, -giç, -gın... Bu ekler ses uyumuna göre kelimelere eklenirler.
mimar - mimar_lık, göz - göz_lük, duvar - duvar_cı
2. Çekim Ekleri: Eklendikleri kelimeleri çekimli hale getiren, yani yeni anlamda kelime türetmeyen eklere ÇEKİM EKLERİ denir. Çekim ekleri kelimelerden yeni kelime türetmezler.
ders + ler + i + miz + de __ derslerimizde .................. kaldır + dı __ kaldırdı
3. Birleşik Kelimeler: Dilimizde iki veya daha fazla kelime birleşerek başka anlamda yeni bir kelime meydana getirirler. Böyle kelimelere BİRLEŞİK KELİME denir.
Beşiktaş, Çanakkale, devekuşu...
DİĞER KELİME ÇEŞİTLERİ
Edatlar: kendi başlarına anlamı olmayan, ancak cümlede beraber kullanıldığı kelimeler arasında ilgi kuran kelimelere EDAT denir.
İçerde bulunan birkaç çalı çırpı ile ateş yaktık.
Aslan gibi delikanlı diye seni tanıttı.
Ahmet'e göre sen daha çlışkansın.
Yaşamak için çalışmak l3azım.
Dilimizde kullanılan edatların büyük bölümü tümleç olarak kullanıldığında zarf tümleci gibi görev yaparlar. Unutulmaması gereken şudur: Edat olan kelimeler yalnızca kelimeler arasında ilgi kurarlar.
Başka edat olan kelimeler: dek, deği, üzere, karşı, beri, yana, bile, öte, iken,ötürü...
Bağlaçlar: Cümleler arasında ilgi kuran, birbirine bağlayan kelimelerdir. Tek başlarına anlamsızdırlar. Ancak cümle içinde anlam bulurlar.
ki, ya da, ama, lakin, veya, veyahut, fakat, meğer, zira, madem, ile...
Açlık ve yorgunluktan gözleri kapandı.
Hem gel diyorsun, hem de beni beklemiyorsun...
Ünlemler: Sevinme, kızma, korku, acıma, şaşma gibi ansızın beliren duyguları, bazı sesleri belirtmeye yarayan kelimelerdir.
Ünlemelr, ünlem cümleciklerinde kullanılır ve bu çeşit cümlelerin sonuna ünlem işaredi konur.
Mükemmel! Harika! Şahane!
Yaşa, varol!
Eyvah, yanıyoruz!
Vur kardeşim vur, hayın düşman yurdumuu almaya!
Hece: Ağzımızın bir hareketiyle çıkan seslere HECE denir.
Kelimeler hecelerden, heceler harflerden meydana gelir. A, E, I, İ, O, Ö, U, Ü derken ağzımızı bir kez açıp kapatıyoruz. Aynı şekilde "al, bal, çal, kol, il, öl..." derken ağzımızı bir kez açıp kapatıryoruz.
Türkçede heceler şöyle meydana gelmiştir.
Bir tek sesli (ünlü) harften meydana gelen heceler: a, e, ı, i, o, ö, u, ü
Bir sesli, bir sessiz harften meydana gelen heceler: al, at, ak, ay...
Bir sessiz, bir sesli, bir sessiz harften meydana gelen heceler: bel, bol, kal, gel...
Bir sesssiz, bir sesli harften meydana gelen heceler: ba, da, ka, la ...
Bir sesli, iki sessiz harften meydana gelen heceler: alt, üst, ırk...
Bir sessiz, bir sesli, iki sessiz harften meydana gelen heceler: kurt, yurt, Türk...
Dilimizdeki heceler en az bir, en çok dört harfli olurlar
Heceler tek başlarına anlamsızdırlar. Yalnız bazı heceler kelime olarak kullanılır. Bu kelimeler anlamlıdır. bal, bel, kol, dal, çal, yal, hal, Türk, kürk...
HARF - KAYNAŞTIRMA HARFLERİ - ÜNLÜ DÜŞMESİ - ULAMA
Harf: Ağzımızdan çıkan sesleri yazıda göstermek için kullanılan işaretlere HARF denir.
Alfabemizde 29 harfin 8 i sesli (ünlü), 21 i sessiz (ünsüz) dür. Sessiz harfleri sesli harfler yoluyla söyleyebilmekteyiz.
Sesli harfler de kalın ve ince sesliler olmak üzere ikiye ayrılırlar:
Kalın Sesliler: a, ı, o, u
İnce Sesliler : e, i, ö, ü
Kaynaştırma Harfleri: Dilimizde sesli ile biten bir kelimeye sesli ile başlayan bir ek geldiğinde araya "y, ş, s, n" harflerinden biri girer. Bu harflere kaynaştırma hafrleri diyoruz. Bu harfleri "yaşasın" kelimesinde geçen sessiz harflere bakarak kolayca anlayabiliriz.
oku - y - acak ___ okuyacak
yaz - acak - s - ınız ___ yazacaksınız iki - ş - er ___ ikişer
kare - n - in ___ karenin
Ünlü düşmesi: Dilimizde iki heceli bazı kelimeler, belli ekler aldıklarında ikinci hecedeki ünlülerini düşürürler:
ağız
alın
beyin
karın Ağzını sonuna kadar açtı.
Alnına ıslak bez koyunca ateşi biraz düştü.
Şekildeki insan beynini inceleyiniz.
Karnı çok acıkmış olmalı.
Ulama: Dilimizde cümleler okunurken kelimelerin sonlarında bulunan sessizler, kendilerinden sonra gelen kelimelerin ilk harfi sesli ise bu sesliye bağlanarak okunurlar.
Emanet_eşeğin yuları gevşek olur.
Geniş_ovayı seyre daldı.
Elbisenin_ütüsü bozulmuş. Emane - teğeğin yuları gevşek olur
Geni - şovayı seyre daldı.
Elbiseni - nütüsü bozulmuş.
BÜYÜK SES (ÜNLÜ) UYUMU
Herhangi bir kelimenin Türkçe olup olmadığını anlamak için arayacağımız ilk özellik büyük ünlü kuralına uyup umadığıdır.
kiralamak __ ki - ra - la - mak __ İnce sesli ile başlamış, kalın sesli ile bitmiş. uymaz
merdiven __ mer - di - ven __ Büyük Ünlü Uyumuna uyar
İstisnalar:
Ses değişikliğine uğrayan kelimelerde bu kural aranmaz. (elma - alma, anne - ana, kardeş - kardaş, hangi - kangı...)
Birleşik kelimelerde bu kural aranmaz (ağabey, gecekondu, başöğretmen, delikanlı...)
Türkçeye yabancı dillerden giren kelimelerde kural aranmaz (Cumhuriyet, misafir, otobüs, televizyon, cami...)
-yor, -ken, -ki, -leyin, -imtırak, -daş eklerinde bu kural aranmaz (ekşimtırak, sabahleyin, sonraki...)
KÜÇÜK SES (ÜNLÜ) UYUMU
Sesli harfler ağzımızdan çıkış durumlarına göre bazı özellikler taşır
DÜZ-GENİŞ
a, e
DÜZ -YUVARLAK
o, ö
DAR-DÜZ
ı, i
DAR-GENİŞ
u,ü
Düz Sesliler : a, e, ı, i
Yuvarlak Sesliler: o, ö, u, ü
Dar Sesliler : ı, i, u, ü
Geniş Sesliler : a, e, o, ö
Türkçede bir kelimenin ilk hecesindeki sesli harf:
Düz ise, sonra gelen hecelerin ve eklenen eklerin de düz olur.
Yuvarlak ise, sonra gelen hecelerin ve eklenen eklerin de seslileri ya düz - geniş veya dar - yuvarlak olur.
Kelimenin ilk hecesinde "a" varsa, daha sonraki hecelerde de "a" veya "ı" bulunur: kadın, kalın, adam, aman...
"e" den sonra "e" veya "i" gelir: elek, eşit, erik, esen...
"ı" den sonra "a" veya "ı" gelir: kırık, çıkık, kımız, kısa, kına...
"i" den sonra "e" veya "i" gelir: çilek, kiriş, çiçek, biniş...
"o" den sonra "a" veya "u" gelir: kova, koru, sopa...
"ö" den sonra "e" veya "ü" gelir: ölüm, örgü, sopa
"u" den sonra "a" veya "u" gelir: kuyu, kuzu, kuşak, kulak...
"ü" den sonra "e" veya "ü" gelir: üzüm, üzgün, güzün, üzmek...
SERT SESSİZLERİN YUMUŞAMASI
Sert sessizle biten kelimelere, sessiz harfle başlayan bir ek eklenmek istendiğinde, şayet ekin ilk harfi yumuşak sessizlerden b, c, d, g ise bu harfler sertleşerek p, ç, t, k şeklinde eklenirler. bu kurala SERT SESSİZLERİN YUMUŞAMASI KURALI denir.
Genellikle trkçe kelimelerin sonlaında yumuşak sessizlerden b, c, d, g bulunmaz. Bu kurala uymayan bazı kelimeler de vardır. Ancak bu çeşit kelimelere kural dığı kelimeler denir. Buna göre kelime sonunda sözü edilen yumuşak sessizlerin yerine sertleri bulunur.
kitab - kitap, ağac - ağaç, tad - tat, kabag - kabak
Bu durumda şayet bir kelimenin sonunda p, ç, t, k harflerinden biri gelmişse ve bu kelimeye sesli harfle başlayan bir ek eklenmek istendiğinde:
p sert sessizi yumuşar b olur :
ç sert sessizi yumuşar c olur :
t sert sessizi yumuşar d olur :
k sert sessizi yumuşar ğ olur : dolapı değil dolabı.
ağaçı değil ağacı.
tatı değil dadı
kabakı değil kabağı.
Ancak bu kurala uymayan bazı durumlar vardır:
Bazı tek heceli kelimelerin sonlarına gelen sert sessizler, sesli harfle başlayan bir ek alsalar bile yumuşamazlar. Aynen yazılırlar. Ben ata binmeyi çok severim. İkinci kata varınca beni bekle.
p, ç, t, k harfleriyle biten, yabancı dillerden dilimize girmiş birçok kelime sesli harflerle başlayan bir ek aldıklarında değişikliğe uğramazlar. Bu kelimelerin sonundaki sert sessizleryumuşamaz. Cumhuriyeti gençlik koruyacaktır. Türkler esareti kabul etmezler. İnsan, saadeti evinde aramalıdır.
p, ç, t, k harfleriyle biten özel isimler, sonlarına ünlü ile başlayan bir ek alsalar da bu kelimeler aynen kalır. Mehmet'i öğretmen çağırdı. Recep' in başarısı gurur verici.
Sert sessiz harflerden "p, ç, t, k, h, s, ş, f" biriyle biten kelimelere "c, d, g" süreksiz yumuşak sessizlerden biriyle başlayan bir ek geldiğinde eklerin başındaki ünlsüzler sertleşir. Bu kurala SERT ÜNSÜZLERİN BENZEŞMESİ KURALI denir.
c - ç
kitap + cı __ kitapçı
sabah + cı __ sabahçı
d - t
yarış + dı __ yarıştı
sokak + da __ sokakta
g - k
coş + gun __ coşkun
piş + gin __ pişgin
VURGU VE TONLAMA
VURGU: Konuşurken veya bir parçayı okurken, bazı heceleri veya kelime gruplarını üztüne basarak söyleriz veya okuruz. Bu söyleyiş özelliğine VURGU denir.
Kelimelerde Vurgu: Türkçe kelimelerde genellikle hafif bir vurgu vardır. Genelde kelimelerin son hecesinde görülür. Yalnız yer isimlerinde vurgu ilk veya orta hecededir: Ankara - İzmit - Tokat - Sakarya gibi.
Örnek: Yerden yedi kat arşa kanatlandık o hızla.
Kelimelere ek eklendiğinde, vurgu son heceden bu eke geçer: Du - va - rı, du - va - ra, du - var - da...
Kelimelerde Vurgu Alan ve Almayan Ekler
Kelime türeten ekler vurgu alır. Gözlük, gözlükçü, Güzellik, kömürcü
İyelik ekleri vurguyu kendine çeker: Kitabım, kitabın, kitabı, kitabımız, kitabınız, kitapları
Soru eki olan "mi" vurgulu söylenmez. Bu kitap senin ki?
Cümlelerde Vurgu: Genellikle cümlelerde vurgu yüklem olan kelimenin üzerindedir. Ancak cükledeki kelimelerin anlam değeri birbirine eşit değildir. Üzerinde durulan kelime, yükleme yakın bir kelimedir.
Örnekler:
Ahmetler, yarın saat dörtte İzmir'e gidecekler.
Ahmetler, yarın sat dörtte izmir'e uçakla gidecekler.
Ahmetler uçakla İzmir'e yarın saat dörtte gidecekler.
YArın saat dörtte İzmir'e uçakla Ahmetler gidecekler.
TONLAMA: Cümlelerin söylenişi sırasında, sesimizi cümlelerin anl***** göre ayarlamaya TONLAMA denir.
Cümlelerde Tonlama: Cümleleri yalnızca düzgün yazmak yeterli değildir. Okurken ve konuşurken cümleleri anlamlarına uygun biçimde söylemek, konuşmayı güzelleştirir. Okunan parçanın özelliğine göre vurgu kullanılır
İSİMLER
İSİM: Canlı ce cansız varlıkarı, duygu ve düşünceleri, çeşitli durumları bildiren kelimelere İSİM denir
İsimler cins isim ve özel isim olmak üzere ikiye ayrılır.
Özel İsim: Dünyada yalnız bir varlığı belirten isimlere ÖZEL İSİM denir.
Cins İsim: Dünyada benzeri çok olan bir çok varlığın, birçok varlığın ortak ismine CİNS İSİM denir.
Cins İsimler Üçe Ayrılır:
A. Madde İsimleri: Elle tutulup gözle görülen varlıklara verilen isimlere denir. Masa, elbise, taş, ova, cadde, sokak....
A. Mana İsimleri: Elle tutuamayan gözle görülemeyen varlıklara verilen isimlere denir. ses, uyku, sevinç, acı, rüya, akıl, huy, mutluluk, özlem, sevgi...
A. Topluluk İsimleri: Aynı türden olan varlıkların toklu olarak bulundukları durumlara verilen isimlere denir. okul, sınıf, alay, tabur, sürü, orman, halk, millet, aile, koro...
İSİMLERDE TEKLİK - ÇOKLUK
İsimlerde Teklik - Çokluk: Bir tek varlığı belirten TEKİL İSİM, aynı cinsten cirçok varlığı belirten isimlere ise ÇOĞUL İSİM denir.
Tekil
Çoğu Eki Çoğul
çiçek+ler- çiçekler
dağ+ lar - dağlar
gömlek+ ler - gömlekler
kapı +lar - lar
çiçekler
dağlar
gömlekler
kalıplar
İSMİN HALLERİ
İsmin beş hali vardır:
ev
ev + e
ev + i
ev + de
ev + den __
__
__
__
__
ev - yalın hali
eve : e hali _Yönelme durumu
evi : İ hali _Yükleme durumu
evde : de hali __Bulunma durumu
evden : den hali _ ayrılma durumu
Buna göre okul kelimesini ismin beş haline göre cümlede kullanımı:
Yalın hali
-e hali
-i hali
-de hali
-den hali :
:
:
:
: Okul insan doğru düşünmeyi öğretir.
Mehmet bu yıl okula başlayacak
Okulu bitirince öğretmen olacakmış
Yarın okulda bulunmak zorunda mısın?
Okuldan gelirken kitapçıya uğramış.
İSİM TAMLAMALARI
A. İsim Tamlaması: Aralarında anlam ilgisi bulunan, iki veya daha çok isimden meydana gelen söz gruplarına İSİM TAMLAMASI denir.
İsim tamlamalarında birinci isim tamlayan, ikinci isim tamlanandır. Tamlayan veya tamlanan ek alma durumuna göre isim tamlamaları dörde ayrılır:
1. Takısız İsim Tamlaması: Bir tamlamada tamlayan ve tamlanan isim veya isim soylu kelime ek almazsa takısız tamlama oluşur.
gümüş çerçeve demir kapı
Tamlayan Tamlanan Tamlayan Tamlanan
2. Belirtisiz İsim Tamlaması: Bir isim tamlamasında tamlayan ek almaz, tamlanan ek alırsa belirtisiz isim tamlaması meydana gelir.
soba boru - s -u pencere cam - ı
Tamlayan Tamlanan Tamlayan Tamlanan
3. Belirtili İsim Tamlaması: Tamlayanla tamlananın ek aldığı isim tamlamalarına belirtili isim tamlaması denir.
Ev - in pencere -s - i Dolab - ın kapağ - ı Ceket - in düğme - s - i
Tamlayan Tamlanan Tamlayan Tamlanan Tamlayan Tamlanan
4. Zincirleme İsim Tamlaması: İkiden fazla ismin anlamca birbirini tamamlarken oluşturdukları tamlamalardır.
Evimizin dört bir yanı Pencere çercevesinin camı ...
Tamlama Çeşidi Tamlayan Tamlanan
Takısız İsim Tamlaması - -
Belirtisiz İsim Tamlaması - -i
Belirtili İsim Tamlamas -in -i
Zincirleme İsim Tamlamas İkiden fazla isim
SIFATLAR
Sıfatlar ikiye ayrılır
A. NİTELEME SIFATLARI: Varlıkların renklerini, biçimlerini, durumlarını bildirirler. Varlığa nasıl sorusunu sorduğumuzda karşılık olarak bulduğumuz kelimelerin hepsi NİTELEME SIFATIdır.
B. BELİRTME SIFATLARI: Varlıkları; işaret, sayı, belirsizlik veya soru yönelterek belirten sıfatlara BELİRTME SIFATLARI denir. Belirtme sıfatları dörde ayrılır.
1. İşaret Sıfatları: Varlıkları işaret yoluyla belirtirler (Bu çocuk çok yaramaz, Şu defter senin mi?...)
2. Sayı Sıfatları: Varlıkların sayılarını belirten sıfatlardır. Dörde ayrılır:
a) Asıl Sayı Sıfatları: Asal sayılarla ifade edilirler (üç kalem, Adamın onüç biberonu var...)
b) Sıra Sayı Sıfatları: Varlıkların sırasını belirten sıfatlardır (birinci ıraya geç, üçüncü çocuk...)
c) Üleştirme Sayı Sıfatları: Varlıkları bölüştürürlen kullanılan sıfatlardır. (İkişer ikişer pay edelim. beşer kilo...)
d) Kesir Sayı Sıfatları: Bütünün bölünen parçalarını ifade eden sıfatlardır.(yarım düzine, çeyrek ekmek, dörtte üç peynir...)
3. Belgisiz Sıfatlar: Varlıkları belli belirsiz belirten sıfatlardır. (bazız günler, birkaç adam, hiçbir gün...)
4. Soru Sıfatları: Varlıkarı soru yoluyla belirten sıfatlardır. (Hangi çocuk, kaç kitap, nasıl elma...)
SIFAT TAMLAMASI:
İsimlerin sıfatlarla oluşturdukları tamlamalara SIFAT TAMLAMASI denir.
Bir sıfat tamlamasında tamlayan sıfat, tamlanan isimdir. Buna göre bir kelimenin sıfat olup olmadığını anlamak için, cümle içinde oluşturduğu tamlamaya bakılmalıdır. Bir kelime sıfat ise, mutlaka ondan sonra gelen bir isim bulunmaktadır.
Yaşlı adam güçlükle yürüyordu.
Birkaç çocuk ormana doğru koşuyordu.
Okuldan eve on beş dakikada varmış...
SIFATLARDA PEKİŞTİRME:
Yamyassı bir burun... Koskocaman bir kulak... Kapkara bir ten... Yemyeşil iki göz...
Yapılan işlem sıfatları pekiştirmektir.
Sıfatlar başka şekillerde de pekiştirilirler Bunlar sırasıyla:
a) İkilem dedğimiz aynı sıfatın tekrar edilmesi yoluyla:
uzun uzun kavaklar, tatlı tatlı bakışlar, iri iri taşlar, kara kara gözler, büyük büyük binalar, geniş geniş yollar...
b) Tekrar edilen sıfatların arasına "mı" getirilerilerek yapılarn pekiştirme;
tatlı mı tatlı nar, güzel mi güzel çiçekler, kara mı kara gözler, beyaz mı beyaz gömlekler, uzun mu uzun kollar...
c) Bazı isimler tekrar edilerek sıfat olarak pekiştirilmiş biçimde kullanılırlar:
dilim dilim karpuz, sıra sıra kamyonlar, avuç avuç para, sepet sepet üzüm, sürü sürü koyunlar...
d) Birbirine anlam bakımından yakın olan ve uygun getirilen kelimelerle yapılan pekiştirme:
açık saçık söz, kırık dökük eşya, anlı şanlı paşa, eğri büğrü yazı
NOT: Sıfatlar cümlede yüklemin anlamını tamamladıkları zaman ZARF TÜMLECİ olurlar. Böylece bu sıfatlar, zarf tümleci olarak isimlendirilirler.
Adam, kıpkırmızı oldu. Rüzgar tatlı tatlı esiyordu, Bazıları abuk sabuk konuşuyor
Cümlelerde koyu yazılmış kelimeler, pekiştirme sıfatları gibi gözükmelerine rağmen cümlede zarf görevini üstlenmişlerdir
ZAMİRLER
ZAMİR: İsimlerin yerine kullanılan, ismin yerini tutan kelimelere ZAMİR diyoruz.
Zamirler; Kelime Halindeki ve Ek Halindeki Zamirler olmak üzere ikiye ayrılır
: : A-) Kelime Halindeki Zamirler : : Bu zamirler Şahıs, İşaret, Belgisiz ve Soru Zamirleri olmak üzere dörde ayrılır.
: : B-) Ek Halindeki Zamirler : : Bu zamirler İyelik ve İlgi Zamirleri olmak üzere ikiye ayrılır.
1. Kelime Halindeki Zamirler
1. Kişi Zamiri
2. İşaret Zamiri
3. Soru Zamirleri 4. Belgisiz Zamirler
2. Ek Halindeki Zamirler
1. İlgi Zamiri "-ki"
2. İyelik Zamiri
KELİME HALİNDEKİ ZAMİRLER
Kelime halindeki zamirler dörde ayrılır:
1. Şahıs Zamirleri: Zamirlerin bazıları şahısların yerini turarlar. Bu çeşit zaimirlere ŞAHIS ZAMİRİ denir.
2. İşaret Zamirleri: Varlıkların yerini işaret yoluyla turan zamirlere İŞARET ZAMİRİ denir.
3. Belgisiz Zamirler: Varlıkların yerini şöyle böyle tutup belirten zamirlere BELGİSİZ ZAMİR denir.
4. Soru Zamirleri: Varlıkların yerini işaret soru tuTan zamirlere SORU ZAMİRİ denir.
EK HALİNDEKİ ZAMİRLER
Ek halindeki zamirler ikiye ayrılır:
1. İyelik Zamirleri: Valıklığın kime ait olduğunu gösteren zamirlere İYELİK ZAMİRLERİ denir.
Kalem sözcüğüne eklenen ekleri inceleyelim:
kalem - im
kalem - in
kalem - i __
__
__ Benim kalemim
Senin kalemin
Onun kalemi kalem - imiz
kalem - iniz
kalem - leri
__
__
__ Bizim kalemimiz
Sizin kaleminiz
Onların kalemleri
2. İlgi Zamiri: İki varlık arasında ilgi kurarak bunlardan birinin yerini tutan "ki" ekine İLGİ ZAMİRİ denir.
Benim kalemim yok. Seninkini verir misin?
Burada "seninkini" yerine "senin kalemini" yazılabilir. Kalemin yerini "-ki" eki tutmuştur.
İlgi zamiri olan "-ki" kelimeye bitişik yazılır. Ayrı yazılan "ki" bağlaçtır.
Benim elbisem mavi, seninki, (senin elbisen) siyahtır. (İlgi Zamiri)
Öyle güzel bir kitap okudum ki anlatamam. (Bağlaç)
FİİLLER
FİİL: Varlıkların yaptıkları işleri, eylemleri, zaman ve kişiye bağlayarak anlatan kelimelere FİİL denir.
Fiil olan sözcükte üç temel öğe vardır. 1. Eylem 2. Zaman 3. Kişi
yaklaşıyordum, durmuştur, söylüyor, buldu (yaklaş, dur, söyle, bul) Bu kelimelerin fiil olup olmadıklarını anlamak için, en küçük anlamlı parçalarını (köklerini) buluruz:
Bulduğumuz bu köklere, mastar eki, "-mek, -mak" ekleriz. Eğer anlamlı kelimeler elde ediyorsak, bulduğumuz kelimeler fiil demektir.
Örneğin; "göz" sözcüğüne "-mek, -mak" mastarını eklediğimizde "gözmek, gözmak" gibi anlamsız kelimeler oluşuyot. Demek ki "göz" sözcüğü fiil değildir.
Kök: Fiilerin sonlarındaki bütük ekler atıldıktan sonra kalan anlamlı kısmına KÖK denir.
Çekimli Fiil
gördüm
seviyor
bilir
suluyor
Taban Kök
gör
sev
bil
sula
Sonucu
bozulmadı
bozulmadı
bozulmadı
bozulmadı
FİİLLERDE ZAMAN
Dilimizde tek zamanlı ek almış fiiller olduğu gibi birden çok zaman veya kip eki almış fiiller de vardır. bunlar:
A. Basit Zamanlı Fiiller: Tek zaman eki almış fiillerdir. Türkçede geniş zamanla birlikte dört temel zaman bulunur.
1. Geçmiş Zaman: İş veya oluşun daha önceden, geçmişte yapıldığını bildiren zamandır. İkiye Ayrılır. İkiye Ayrılır:
a. Belirli (-di'li) Geçmiş Zaman: Eylemin sözün söylendiği andan, önceden yapıldığını, söyleyenin kesin inancıyla tam anlatrır:
Fiillerde bulunan "-di, -du, -dü, -tu" ekleri -di'li geçmiş zamanı belirtirler.
Öğretmenimiz sınıfa geldi. Bütün çocuklar bahçeye koştu ...
b. Belirsiz (-miş'li) Geçmiş Zaman: Eylemlerin sözden önce yapıldığını bildirir ancak, kesinlik yoktur. Söyleyen kendisi duyup görmemiş, işitmiştir. Bu kip masallara yakışır.
Fiillerde bulunan "-muş, -mış, -miş, -müş" ekleri -miş'li geçmiş zamanı belirtirler.
Okul bahçesinde üç tur koşmuş. Havalar soğuyunca üşütmüş...
2. Şimdiki Zaman: Eylem ile anlatımın birlikte olduğunu bildiren zamandır
Ders çalışıyorum. Alış veriş yapıyorum.
3. Gelecek Zaman: Eylem ile anlatımdan sonra yapılacağını bildiren zamandır
Aynur tiyatroya gidecek. Birlikte eğleneceğiz.
4. Geniş Zaman: Eylem her zaman yapılabileceğini bildiren zamandır
Akşamları trene binerim. Her gece oyun oynarım.
B. Birleşik Zamanlı Fiiller: Birden çok zaman veya kip eki almışlardır.
1. Hikâye: Basit zamanlı bir fiile ek fiil olan "idim veya idi" getirilerek yapılır.
bak (ı) + yor + idi __ bakıyordu
al + mış + idim __ almıştım
2. Rivayet: Basit zamanlı bir fiile ek fiil olan "imişim, imiş" getirilerek yapılır.
bak (ı) + yor + imiş __ bakıyormuş
al + acak + imiş __ alacakmış
3. Şart: Basit zamanlı bir fiile ek fiil olan "isem, ise" getirilerek yapılır.
bak (ı) + yor + isem __ bakıyorsam
al + acak + ise __ alacaksa
FİİLLERDE ŞAHIS
Fiillerin belirttiği iş, oluş veya hareket bir şahsa bağlıdır. Bunu fiilin aldığı ekten ve fiile yönelttiğimiz sorudan anlarız.
__ Geldim
__ Kİm geldi?
__ Ben (I. tekil şahıs) gel
fiil kökü - di
zaman eki - m
şahıs eki __ geldim
Aşağıda "gelmek" fiilinin şahıslara göre çekimi yapılmıştır:
Fiil kökü Zaman eki Şahıs eki
gel
gel
gel
gel
gel
gel
+
+
+
+
+
+
di
di
di
di
di
di
+
+
+
+
+
+
m
n
-
k
niz
ler --
--
--
--
--
--
geldim
geldin
geldi
geldik
geldiniz
geldiler (I. tekil şahıs)
(II. tekil şahıs)
(III. tekil şahıs)
(I. çoğul şahıs)
(II. çoğul şahıs)
(III. çoğul şahıs)
FİİL KİPLERİ
Fiillerde zaman, şahıs veya dilek bildiren, ek almış biçimlerine KİP denir. Dilimizde fiil kipleri ikiye ayrılır:
A. Haber Kipleri: Haber kipleri işin, oluşun veya hareketin zaman ve şahsa bağlı olarak meydana geldiğini bildiren kiplerdir. Bunlara BİLDİRME KİPLERİ de denir.
1. Belirli (-di'li) Geçmiş Zaman Kipi: Eylemin sözün söylendiği andan, önceden yapıldığını, söyleyenin kesin inancıyla tam anlatrır:
Fiillerde bulunan "-di, -du, -dü, -tu" ekleri -di'li geçmiş zamanı belirtirler.
Öğretmenimiz sınıfa geldi. Bütün çocuklar bahçeye koştu ...
2. Belirsiz (-miş'li) Geçmiş Zaman Kipi: Eylemlerin sözden önce yapıldığını bildirir ancak, kesinlik yoktur. Söyleyen kendisi duyup görmemiş, işitmiştir. Bu kip masallara yakışır.
Fiillerde bulunan "-muş, -mış, -miş, -müş" ekleri -miş'li geçmiş zamanı belirtirler.
Okul bahçesinde üç tur koşmuş. Havalar soğuyunca üşütmüş...
3. Şimdiki Zaman Kipi: Eylem ile anlatımın birlikte olduğunu bildiren zamandır
Ders çalışıyorum. Alış veriş yapıyorum.
Şimdiki zaman kipinin eki "-yor" fiillere hiç değişikliğe uğramadan eklenir.
4. Gelecek Zaman Kipi: Eylem ile anlatımdan sonra yapılacağını bildiren zamandır
Aynur tiyatroya gidecek. Birlikte eğleneceğiz.
Gelecek zaman kipinin ses uyumuna göre "-ecek, -acak" tır
5. Geniş Zaman Kipi: Eylem her zaman yapılabileceğini bildiren zamandır
Akşamları trene binerim. Her gece oyun oynarım.
Gelecek zaman kipinin ekleri "-ar, -er, -ır, -ir, -or, -ör, ur, -ür, -r" dir.
B. Dilek Kipleri: Bir eylemin yapılması ya da bir oluşun meydana gelmesini dilek anlamı vererek anlatan kiplerdir. Dörde ayrılır:
1. Gereklilik Kipi: Bir iş, oluş veya hareketin gerekliliğini anlatır. Ekleri ses uyumuna göre "-meli, -malı" dır.
Haftada bir kitap okumalıyım
Kestikten sonra affımı istirham etmelisin
2. İstek Kipi: Bir iş, oluş veya hareketin yapılmasının, olmasının istendiğini belirten kiptir. Ekleri ses uyumuna göre "-e, -a" dır
Şimdi affını yazayım
İstirhamım kabul olunmazsa, kendi başımın kesilmesini isteyeyim.
3. Dilek Şart Kipi: Bir dilek ve şartın anlamı bulunmaktadır. İş veya oluşun, hareketin meydan gelmesi bir şarta bağlıdır. Ekleri ses uyumuna göre "-se, -sa" dır.
Babam gelirse gideceğiz
Okusa da babası gibi, adam olsa.
4. Emir Kipi: Bir iş, oluş veya hareketin olmasını, yapılmasını veya yapılmamasını emretmek için kullanılır.
Hayır bey, hayır!... Padişahın emrinden çıkma. Beni kes... Kestikten sonra affımı istirham et.
İnsan kendine emir veremeyeceğinden bu kipin birinci tekil ve çoğul şahısları yoktur.
FİİL ÇEKİMLERİ
Basit Zamanlı Fiillerin Çekimleri:
Birleşik Zamanlı Fiiller: Basit zamanlı bir fiilin, ikinci bir zaman eki almasıyla meydana gelen fiillere BİRLEŞİK ZAMANLI FİİL denir. Bileşik zamanlı fiiller üçe ayrılır:
1. Hikaye Bileşik Zamanı: Eki "-di" dir.
okumuştu, yapsaydı, çıkmıştı, yapmalı idik...
2. Rivayet Bileşik Zamanı: Eki "-miş" tir.
söyleyecekmiş, gidiyormuşsunuz, dönmeliymişim...
3. Şart Bileşik Zamanı: Eki "-se, -sa" dır
alırsam, yaparsam, bilmezsen, gördülerse...
Fiillerin Olumsuz ve Soru Şekilleri:
Olumlu Fiil: İşin, oluşun ya da hareketin yapıldığını veya yapılabileceğini bildiren fiilere, olumlu fiil denir.
Resim yapacağım (Olumlu fiil)
Olumsuz Fiil: İşin, oluşun ya da hareketin yapılmadığını veya yapılmayacağını bildiren fiilere, olumsuz fiil denir.
Resim yapmayacağım (Olumsuz fiil)
Fiillere olumsuzluk anlamını "-me, -ma" ekleri vermektedir.
FİİLİMSİLER
Aslında fiil oldukları halde cümle içinde çekimli halde bulunmayan, fiile benzeyen, ama fiillerin görevini yapmayan kelimelere FİİLİMSİ denir.
Bir cümlede ne kadar fiilimsi varsa o kadar cümlecik vardır. Çünkü her fiilimsi bir yan cümlecik oluşturur. Çekimli fiilin bulunduğu gruptaki kelimeler temel cümleciği meydana getirirler.
Fiilimsiler: a) İsim - fiil b) Sıfat - fiil c) Bağ - fiil olmak üzere üçe ayrılır.
1. İsim - Fiiler: Fiil kök ve gövdelerine eklenen "-me, -mek, -iş" ekleri sonucu meydana gelirler. Fiillerin isim gibi kullanılabilen şekilleridir. İsim - fiiller; hem bir eylemin adı oldukları için isim, hem de özne, nesne, tümleç aldıkları için fiil olan kelimelerdir.
Çalışmak zorundayım.
Bütün sorunları anlaşma yoluyla çözebiliriz.
2. Sıfat - Fiiler: Varlıkları niteledikleri için sofat, yan cümlecik kurdukları için de fiil sayılan kelimelerdir.
Sıfat - fiil türeten ekler: "-en, -er, --acak, -miş, -dik, -esi ..." gibi
Çalışkan insandan zarar gelmez.
Olacak işin peşinden koşulur.
Geçmiş günlerimi çok arıyorum.
3. Bağ - Fiiler: Birleşik bir cümlede iki cümleyi bağladıkları için bağlaç; özne, nesne, tümleç aldıkları için fiil sayılan kelimelerdir. Bağ fiillere "ulaç" da denir. Çekim ekleri almazlar. Cümlede zarf olarak kullanılırlar.
Bağ fiiller şu eklerle türerler: "-ip, -arak, -ınca, -ma, -ken, -dan, -dıkça, -dikçe ..."
Canım sağ oldukça hiçbir şey beni yıldıramaz.
İşe gireli gece gündüz çalışıyorum.
Sen gelince ben giderim.